Yazımın dağınıklığı üzerine

Bu sefer yazılarımdaki kopukluk hakkında düşünüyorum. Bir paragrafı bile beklemeden değişen kelime eklerimi. Veya az önce yaptığım gibi cümlenin devrikliğini. Bazen bir duygunun coşkusu o kadar süratle yol alıyor ki elim ayağım birbirine karışıyor klavyeye geçene kadar.

Bir zamandır da yaratıcılık hakkında düşünüyorum. Yazının yaratıcı potansiyelini istediğim gibi kullanabileceğimi keşfetmem çok erken bir yaştaydı. Belki hala o zamanki serbestliği, zihnimin içindeki konuşmanın rahatça yazıya dökülebilmesini deneyimliyorum.Kendimden hariç bir okuyucuya hitap etme fikri ise çok yeni. Buralarda bocaladığım oluyor galiba. Şuan için gayet keyifli, hala kendime hitap ediyorum ama bu sefer bir yandan da ortalık bir yerde bunu yaptığımı biliyorum.

Yazıya bir göz gezdirince paragraftan paragrafa atlarken de ‘çağrışımların büyüsüne’ kapıldığını farkettim.

Sanki bir anlığına varlığa çıkan minik kelebekler gibi. Tutmasam gidecekler. Buradaki hız bazen anlamı çarpıklaştırıyor. Çok aldırmıyorum galiba, hayatta kaldıkları sürece.

Birbirlerine çarpa çarpa …