İç içe girmiş gece-gündüz, hafta başı -sonu, bir ay,sene…. mihenkleri ile sarmal bir düzlemde , bir gezegenin içinde, canlılar ve ölüler olarak dönüyoruz gibi
Pazar gününü düşünürken bu mana geldi. Yine pazar, dedim. Bu döngü içinde olmak hakkında düşünüyorum .
Sarmal olarak uzay boşluğunda ilerlemek. Tüm gömülülerle, toprağın üstündekilerle, kül olmuş uçanlarla.
İnsanlığın bir aşinalık yaratıp sonra ondan sıkılma döngüsü. Tamamen buna olan bir yatırım. Sıkılmanın sağaltıcı işlevine odaklaniyorum. Bir şeyin o kadar aynılık yaratması, tuhafliktan uzak olması.
İşte bunun kendisini fark etmiş olmak da bir tuhaf . Çünkü bir kaç dakika sonra ‘ Bu pazar nasıl geçse?’ olacak. Biz sürekli geçip giden bir şeyin içinde olmaya çalışanlar olarak insan olmaya çalışıyoruz