Parçalar birbiri ile…

Nesnenin parçaları ile benliğin parçaları farklı şekillerde ilişki kurar.

Borderline

Borderline iç içelik ise tamamen bir ‘yapışıklıktan’ çok temel bir ayrışmanın olduğu fakat birimlerin birbirleriyle sarmal bir yapısal düzen içinde ilişkilendikleri bir durum gibi. Sınırın etrafında iç içe daireler çizmek gibi. Burası sınır örgütlenmenin farklılaşma ve ayrışma alt evrelerinden çıktığını fakat yeniden anneye yakınlaşmaya yönelik girişiminin yeterince coşkusal bir karşılık ve kabul bulamadığı için duraklamaya uğraması ile okunabilir. (Masterson, 1985)

Narsisistik

Nesne ve benlik (kendilikten ayrı olmayarak ‘düzenleyici yapısal işlev olarak kullanıyorum) parça birimlerinin üst üste ilişki kurmasını ise tam bir kaynaşmış birlik (füzyon) kapsamında okuyorum. Bu füzyonun yapısını ‘iç içeliğin sarmal yapısından’ ziyade tamamen üst üste, ayrılması mümkün olmayan biçimde ele alıyorum.Burada nesneye olan kendiliğe ( şimdi benlik kavramı ile işlev olarak kullanmayı bırakıp yapısal çekirdek örgütlenme olarak kullanıyorum.) olur.

Üst üstelik ile temel mesele altta üstte olma olarak ifade bulur. Kıyaslama ve kırılmayı böyle anlayabiliriz.

Ayrımın olmayışı birincil narsisizmden çıkamamaya işaret eder.Daha gelişimsel bir bakıştan ise Masterson (1985), narsisistik yapılanmanın Mahler ve arkd’ın bahsettiği farklılaşma evresindeki duraklamanın zemininde sürüklendiğini anlatır. Farklılaşma alt evresinde bebek, kendiliğinin ihtişamını bir türlü annede göremiyordur.Bir de üstüne annenin kendiliğinin aynalamasına, üstüne boca edilircesine maruz kalıyordur. ( Masterson, 1985)