Düşünce selinde boğulur mu insan? ‘Akış’ kelimesine başka bir bakış:

Akmak, akışta olmak çok kullanılmaya başlandı. Bir sözcük kalıbı ne kadar çok farklı şey için, aynı manayı ifade etsin diye kullanılsa bende bir irkilme olur. Yazının içindeki samimiyeti göremediğimde zorlama şiirsellikler beni rahatsız ediyor. Ogden’in ifadesi ile ben de yazarı çok aşikar görüyorum sanki o zaman. Yazı ortadan kalkıyor. Anlam zaten hiç barınamamış o metinde.

Akışta olmaya gelirsek, ben bu kalıbı daha çok ucu bucağı olmayan bir sonsuzluk içinde düşünmek istemiyorum. Öyle ya, hiçbirimiz zamanı öyle yaşamıyoruz. Hep bir şeyleri mihenk tutup etrafında dönerek yaşıyoruz. Akışta öyle olsa gerek. Bir şeyi tutanak noktası alıp oradan akmak.

Yoksa sele yakalanma ihtimali var. İnsan kendi düşünce selinde boğulur mu? Başka bir yere boğulamaz. Bir tek orası vardır tüm kendiliği ile var olabileceği. Kendisi.

O yüzden akmanın kendisi kadar akışı durdurmak da zordur. Kişi bi bıraksa içinden çıkamaz gibi hisseder. Hep tutunur böylelikle.

Yani bu sonsuz sarmal akış içinde bir şeyleri tutmaya çalışmak kadar insanca bir şey yok. Bu sefer ‘tutmaya ve tutunmaya’