
Kendini gerçek olarak ortaya koymaktan çekilmektir. Kişi ötekinin beklentisini, arzusunu, ihtiyacını bilebilirsem, diye düşünür; o zaman eleştirilmekten, alay edilmekten kurtulurum. Çok iyi olursam o zaman utanmam, alay edilmem.
‘Aman göze batmayayım’ ın ardında var olmanın derin acısı yatmaz. Daha çok ideal nesnenin baktığı yerde olmaya çalışmanın yorgunluğu vardır.
Kişi yeni bir şeye başladığında zihninde büyüklenmeci kendiliğine yönelik bir tasarı yatar. Ancak bu şekilde görünür kılabilir kendini çünkü. Diğer türlü; bir şeyde gelişmeyip sabit kaldığında; ilerlemeyi durağanlaştığında kendini hiçbir işe yaramaz hisseder. Bu tabii hafif bir tabirdir, kişinin kendi zihnindeki sadist cümlelerin yanında. Bu nedenle kişi çok yoğun çalışma saatlerinde duygusal dengesini muhafaza edebilir. Çünkü tam olarak ‘beslendiği’ yer orasıdır, çorak hissetmediği tek yer olarak…
Evet var olmanın derin acısı değildir o ama kendini görünür kılmanın ve hemen arkasındaki hayal kırıklığının çarpışının tutarlılığı içinde sert bir salınımın acısı vardır.