Ruhsal deneyim alanları ve psikanalitik psikoterapi

İnsan bir çok farklı ruhsal deneyim içinde yaşar. Bu deneyimleri arar, kovalar, tutunur,bırakır… Ruhsal deneyimler içinde çoğunlukla benzer temaları içerirler. Çoğu zaman ahlak ve estetik açısından bir gaye vardır. Bunu her türlü kültürel ruhsal deneyim için düşünebiliriz. ( Dinler, din benzeri örgütlenmeler, anlam arayışını içeren meditatif yaklaşımlar, beden ile yapılan pratikler gibi çoğaltılabilir.)

Psikoterapi zaman zaman bu ruhsal deneyimlerdeki arayışa eşlik edebilir, direkt böyle bir gayesi yoktur ama yanında kalabilir. Neden kalabilir diyorum bazen, kişinin patolojisinin desteklediği süreçler olabilir bunlar. Örneğin yoga bir kişi için gerçek kendiliğinin yaratıcı bir deneyim alanı olabilirken başka bir kişi için ideal benliğinin yansımasını yakalamaya çalıştığı bir konumda olabilir. O yüzden herkese ‘ iyi’ gelmez. Deneyim alanıdır.

Psikanalitik psikoterapi ise tam olarak bu deneyimin anlamı ile ilgilendiği ve kişinin motivasyonunun sonuçları üzerinde kaldığı için tüm bu deneyim alanlarına kişinin özgürlük alanı içerisinde yaklaşır ve tamamen kişinin içsel ruhsal yapısı üzerine odaklanır.

Yani kişinin pratiği, kişi için nasıl bir anlam ifade ediyor. Bu durumda psikoterapi asla bir yaptırım amacı taşımaz. Örneğin bir pratik kişinin patolojisini destekliyorsa bile ona atfedilen anlam üzerine çalışılabilir.Direkt olarak pratiği ortadan kaldırma gibi bir amaç taşımaz, bu bazen böyle anlaşılıyor o yüzden vurgulamak istedim.

Bunu anlamak önemli çünkü her deneyim alanı herkes için gerçek kendiliği destekleyen bir konumda olamayacaktır. Her kişinin iç ruhsal yapısı ayrı olduğu üzere; kişinin yöneleceği alanlar da ayrı olacaktır.