Görülmenin utancı

Edouard Vuillard (1890-1891)

Belli bir biçimde görülmek; ötekinin onu , kendisini görmek isteyeceği şekilde görebilmesi, aslında çok şiddetli bir arzu iken; bunun belirsizliği kişiyi hep bir muammada bırakabilir.

Kişi kendisine baktığında ne göreceğini bilmediğinden, ötekinin onu görmelerine göre şekil almak zorundadır.

Ötekinin bakışı bu noktada, kişinin kendisini çırılçıplak, kendisini göstermeye çalıştığı tüm örtüleri üzerinden alarak onu opaklıktan mahrum olarak tamamen içi-dışı sınırı olmayan bir şeffaflıkta bırakır.

Böyle şiddetli bir utançta Steiner (1993) kişilerin, utancın acısının olmadığı, kendi hayal dünyalarına çekildiklerini ifade etmiştir. Kişi hayallerin sıcak, katlı alanına doğru çekilerek dışarısının çıplaklığından kendini yalıtır.

Burada belki şunu sorabiliriz, içerideki hayal dünyasında kişi kimdir?

Bazı yapıdaki kişiler için utanmamak için tek çare utancı doğuracak olan kusuru, hatayı, eksiği ötekinin görmeyeceği bir biçimde düzenlemek , yani kendisinin görülmeyeceği biçimde kendini yontmaktır.

Yorum bırakın