Bir iyiliğin kendilikten dışarıda olabilme kuşkusu, kişiyi içeriden dışarıya yer bitirir.
Bunu önlemek için idealizasyonun aktif kullanımını düşündüm. Kişi, haset ettiği kendilik-dışında olan bir iyiliğe, kendisinin hak ettiği ama elinden ‘çalinmis’ olan iyiye karşı nefretle kusanabilir.
Fakat nefret ve beraberindeki yakınma her zaman işlevsel olmayabilir. Bazen daha ilkel biçimde, nefrete uğramadan, haset kuşkusu olan nesne idealize edilir.
Ve bir şekilde ‘o benim idealim’ tarzında bir sahiplenme ile kazanç sağlanır.
Nefret ve arkasından muhtemel gelecek suçluluk ve onarıma giremeden, kişi bazen idealize edebilmenin büyüsüne kapılabilir.
‘Kendime alabiliyorsam yıkılmaya gerek yok’ tadında bir yama yanılsaması
Yorum bırakın