İçtenlik/ konuşma

Bazen oluyor ki yazmak için bir şey görmem gerekiyor. Görmeden yazamıyorum. Bazen de örtüyorum dışarısını, kendime daha bedensiz bir yer açıyorum.

İkisinin de farklı kaynağı ve farklı sürekliliği var.

Ama içtenlik mevzusuna takıyorum bu aralar. Hani, zorlayamazsın, biçimlendiremezsin içtenliği. Bazen de bir şey yazıp, aman ne sahte gibi oldu, diyorum.

Sahte dediğim şey ne olsa gerek? Yazının akışkanlıgında akmayan düşüncenin şekilsiz yapısına sahte diyorsam, o zaman tamam! Belli belirsiz bir şeye gerçek denmez ki, oradan kurtarıyorum.

Yorum bırakın