Selçuk Baran’dan bir alıntı ve çağrışımım

” Herkes bir şeyler istiyordu. Daha çok oda, daha çok kitap, daha iyi dinlenmek, daha temiz gömlek… Bir gün ben de bir şey istesem, dedim. Bu, yaşamımın neresine geldiğimi kendi kendime sorduğum gündü. Fazla da uğraşmadım. Ne istediğimi düşünür düşünmez de yakalayıverdim onu. Güneş ışığında uçuşan o bin renkli toz parçacıklarından birini avucunun içine almış gibi oldum. Yeni emeklemeye başlayan, çevrelerini şaşkın, gene de korkusuz bir hayranlıkla gözleyen bebeklerin yaptıkları gibi… Sonra da kendi kendime ‘Tut onu,” dedim. ” Sımsıkı… Sakın bırakma.’ Ve öyle de yaptım.”

Ceviz Ağacına Kar Yağdı


“Bir gün ben de bir şey istesem, dedim.” Metni okurken burada durdum. Bazen insan için talep edebilmenin ne kadar zor olduğunu anımsadım. Bazı kişiler için, bir talebinin olması, kendisinin belirli bir kimliğe ait olduginu hatırlatır. Yani ‘bir kimse, kişi’ olan biri, talep edebilir. Ne istediğini bilir, onu takip edebilir.

Bazı kişilik yapılarında, kişinin talebi olmaz çünkü kişinin görece sabit ve sürege bir kimliği olmaz. Bukalemun gibi bulunduğu yere göre renk değiştirerek hayata tutunur.

Selçuk Baran’ın öykü metninde veciz bicimde bahsettiği üzere, o talebin sonunda kovalanması, ” Ben” diyebilmenin coskusudur bir bakıma.

Yorum bırakın