Ergenliğe özgü bir alınganlık

Ergenliğin kendisine özgü gelişimsel görevlerinden biri de yeni sevgi nesneleri bulmaktır. Kişi, çocukluğunda büyük bir bağımlılık ve hayranlıkla sevdiği ebeveynlerinden ayrılmak ve birey olarak hayata karışmak için çalkantılı bir yola girer.

Böyle güçlü bir bağımlılık örüntüsünden keyfi bir şekilde ayrılınamaz. Süreçsel olarak, kişi, ebeveynlerini beğenmemesi, iğrenecek özelliklerini keşfetmesi gibi, ebeveynlerinin zannettiği kadar ideal olmayabileceklerine dair ipuçları yakalamaya başlar.

Kişinin kendi zihnindeki ebeveyn imgeleri yavaş yavaş ideal sevgi nesnesi konumundan düşmeye başladıkça, kişi başka sevgi nesnelerine geçiş yapabilmelidir.

Tam bu geçiş evresinde, cinselliğin ve kendi bedeninden haz almanın kendi kendine yetmeyi canlandırmasıyla kişilerde mastürbasyon denemeleri artabilir. Kişi bir nevi, var olan sevgi nesnelerini bırakmak ve yenileri aramanın arasında kendini dışarıdaki nesnelerde kaybetmemek için, kendine yetebilmeye, kendinden haz alabilmeye yönelir.

Mastürbasyona rahatça geçemeyen veya aşırı uyarılma yaratmak zorunda kalarak çok sık mastürbasyon yapan kişi, içsel ebeveynlerin zorbalığına maruz kalıyor olabilir. İçsel ebeveyn imgelerinin katı ve zorba yapısıyla kişilerde, olağanüstü hassas bir alınganlık deneyimlenebilir.

(İçsel ebeveyn imgesini, kişinin bakımverenlerini kendi zihninde nasıl temsil ettiğini, ruhsallığı içinde onlarla nasıl bir ilişki kurduğunu anlatmak için kullanıyorum. İnsan, dışarıdaki gerçeklikle kendi psikolojik süreçleri eşliğinde ilişki kurabilir. )

Alınganlık aslında içsel ebeveyn imgesine karşı sürekli tetikte olmak zorunda olmanın yorucu bir belirtisidir.

Yorum bırakın