Ferit Edgü ” Durursam bir daha koşamam anlamıyor musun?” Diyince bir duraksadım.
Kalın bir çizgi, diye düşündüm.
Yaşamsızlığa işaret eden, bekleyişin olmadığı uzun uzun duraklamalar ile uyarımın çok yoğun olduğu, sürekli bir koşturmaca halinin hakim olduğu, yine yaşamın yeşermesi için gerekli boşlukları sağlamayan koşuşmalar.
İkincisinde, kişi kendini uyaranlar denizine atarsa, duraklamaların tahammül edilemez endişelerinden kendini korur diye ümit eder. Bir sürü uyaranlar. Sürekli yeni yeni işlerle, kendisiyle alakasi olmayan meselelerle meşgul olmak gibi.
Neticede her savunma insanı hayatta tutmak için işler. Kişiye mecburiyetin zincirleri içinde bir nefes vadeder.
Fakat kendini bu kadar uyarmak zorunda hissetmenin, duraklamaların olmadığı bir koşuda olmanın, hep bir adım ileriye geçmenin planlamalarının, aslında, çok da kişinin ‘kendini yaşamasına’ izin vermediğini söyleyebiliriz.
Yorum bırakın