Yarım kalanlar

Bazen, ortaokulda başladığım bir günlüğün sonlarına gelirken, ne kadar ağır olduğunu çok çiğ cümlelerle yazdığım bir duygulanım içinde sayfayı yarım bırakıp “yazacağım…” yazmışım da onun devamını onca yıllar sonra, benzer bir duygulanım içine ancak girebilmişken tamamlayabilmişim gibi.

Yarım kalmış. Ama ne çare, başka bir bağlantı oluşamadığında, anlamsızlığı derinlere itilmiş, kendine has duygulanımı ile. Gün yüzüne ise ancak anlamlı bir bağ mümkün olduğunda çıktı, bu sefer tek başıma da değildim. Belki anlamlı bağ, benim kurabildiğim bağ idi.

Yorum bırakın