Bazen gittiğimiz yollarda, geçip geçmemekte kararsız kaldığımız ıslak ve soğuk köprülerin ilerisinde belli belirsiz gözüken bir parıltının peşine takılırız.
Deriz “evet, orada beni bekleyen bir şey var, ona varabilirsem bana ışıklı bir dünyayı açacak.”
Parıltı bizi yolda tutar. Sağda solda şiddetli ışıkların rahatsız edici yüzsüzlüğünden muhafaza eder. Dikkatimizi, ilgimizi, merakımızı, heyecanımızı üzerine alıp taşır, evet o minicik parıltı.
En önemli meziyeti de bizi orada beklemesidir. Bekler çünkü. Kucaklamak, dinlemek, önem verdiğini belli etmek, baş sallamak, gözlerinizin içine kendini parça parça vererek bakmak için hazırdır.
Yorum bırakın