
Narsisistik geri çekilmede, dünyanın kişiye yeterince destek olmadığı, kendisine uygun imkanlar sunmadığı, kendisine uygun insanlar karşısına çıkartmadığı ve kendisinin de yapabileceklerinin, potansiyelinin sürekli engellendiği süreçler hakimdir.
Kişi, ona istediğini, hak ettiğini, kendinden alınmış olanı, kendine hiç verilmemiş olanı vermeyen dünya ve insanlarla karmaşık bir ilişki içindedir. Dolayısıyla aşırı bir geri çekilme ve sosyal izolasyon ile kendini savunmaya geçebilir. Dünyadan ve kendinden talebi vardır. Daha çok dünya saldırgandır ve kişide buna ilişkin çok açık bir öfke vardır.
Şizoid geri çekilmede, kişinin dünyayla ilgili uyum sağlayamama, kendini yabancı hissetme, özellikle sosyal etkileşimlerde çok zorlanma, ilişkisel alandaki sorumlulukları alamama, kendini ifade edememe, kendini ortaya koyamama, ötekini hep iyi tutmaya çalışma, hep ötekine verebilme gibi süreçler hakimdir. Kişinin hissedebilme, dünyada var olabilme imkanlarıyla ilgili kafa karışıklığı vardır.
Dünyadan ve kendinden açık bir talebi yoktur, içe çekilmesi dünyayı kendinden korumak veya uyum sağlayamadığı dünyadan kendi içsel fantezi dünyasına çekilmek üzeredir. Dış dünya saldırgan gözüküyor olsa da asıl olan kişinin kendini saldırgan hissetmesi ve bundan korkmasıdır. Kişide daha açık olarak panik ve anksiyete yaygındır.
İki dinamikte de “kendi kendine yetebilme” gibi narsisistik bir işleyiş vardır. Yine açığa çıkan duygulanımlar ve savunmaların görünümü de çok benzer olabilir. Temel motivasyonel dinamiklerin birbirinden ayrılması kişiyi anlayabilmek için çok önemlidir.
Yorum bırakın