Küçük bir odada: Kalmak ve gitmek

Küçük bir oda. Bu imge, üzerine düşünülebilecek derin bir zemin sağlıyor. Belki önemli olanlardan biri de yaşadığımız deneyimin içinde kendimize ait olanların ne olduğu.

Bulunduğumuz yere yeterince özgürce genişleyemiyorsak oraya kendimizden izler bırakmanın peşine düşeriz. Bize ait, ötekinin anlayamayacağına derinden inandığımız ama olur da bir açıklık, anlayış olursa diye de ümidimizi kaybetmediğimiz duygularımızı kovalarız. Ve onların izini bırakmaya, onları yaşamaya çalışırız.

Küçük bir odada olur böyle şeyler. İnsan her tarafı açık ferah bir ovada da olsa böyle bir odaya girer her zaman. Bir de, hem gerektiğinde oradan çıkmak için kapıları pencereleri arar hem de kendine orada kalmayı gerektirecek nedenler sıralar.

Böyle önemli meseleler kendi içimizde girdiğimiz küçük bir odada konuşulur.

Hem kalmak hem gitmek. Hepsi küçük bir odada.

Yorum bırakın