Bir anlatı oluşturmak

Hayatımız boyunca hikayemizi parça parça birileriyle paylaşırız. Hayatımızın bir döneminde tüm incelikli duygularımızı açtığımız biri sonraki dönemlerinden haberdar olmayabilir.
Veya örneğin hikayemizin ‘ikokul’ kısmını zihinlerine emanet ettiğimiz kişilerin de şimdilerde yabancılaşmış olması muhtemeldir.

Terapistin burada ilginç bir konumu var. Hem hikayenin bir parçası, insanın hayatında belki birkaç yıl olan bir figür, hem de tüm hikayenin emanetçisi. Hikayeyi taşıyabilmesi için birine emanet etmekdeki zorluk da hikayenin nasıl bir anlatıya dönüşeceği ile ilgili.

Şunu demek istiyorum, hayatımızın hikayesini bir şekilde canlandırmak; yaşadıklarımızın ne denli gerçek olduğunu anlamak ve buna tanık olmak, duygularımıza temas etmek ve böylelikle bir anlatı, yani bütünlük içeren, üzerine ‘konuşulan’ bir şey haline getirmek gerekebilir.

Yorum bırakın