
Nesnenin kötülüğünü; ilişkili anıları ve duygulanımları (reddedilme, hayal kırıklığına uğrama, sevilmeme, bakılmama gibi) inkar, sadece nesneyi yok etmez.
Aslında temel olarak bir nesne ilişkisini ve benliğin canlı olarak ilişkilenme kapasitesini yok eder. Bu da “cansız, bağlantısız, kopuk olma” deneyimleriyle sonuçlanabilir.
Elbette bunun zorluğu buralara bilişsel akıl yürütmelerle değil ancak zorlu duygulanımları açığa çıkaran anılar, izlenimler, hisler eşliğinde ulaşabilecek olmamızdır.
Yeterli bir süre eşliğinde ikide bir sönüp duran sabır ve umut ışığını yakmaya devam etmeye gayret ederek.
Yorum bırakın