Nehrin önünü açmak

İnsan ruhsallığındaki takılmaların yapısına ilişkin temelde iki görüş var.

Birincisi erken dönemdeki yoksunluk, ihmal, işgal, istismar durumlarının kişinin daha özüne ilişkin bir şeyi kalıcı olarak değiştirdiği, ikincisi ise kişinin gelişiminin yolunu tıkadığı.

İkinci bakışta şöyle güzel bir nokta var, eğer akışı kesen engeli açarsak gelişim büyümeye kaldığı yerden devam edecek.

Elbette gecikmiş bir büyümenin kendince zorlukları; hışımları, taşkınlıkları, geç kalmışlık hisleri olur. Yine de kişinin gelişimi kaldığı yerden devam edecek bir açıklık bulur.
Kişi, geç kalmış olmanın yarattığı paniğin içgörüsüne ve bunun sorumluluğunu almaya izin vermedikçe aynı akıntının içinde debelenir.

Yeni ve farklı bir şey yapmaya gerek olmadan, yalnızca yarıda kesilen ve olduğu yerdeki akıntı içinde debelenen bir nehrin önünü açabilirsek insanın gerçek ve özgür hissetmesine giden yolu da aralamış oluruz.

Yorum bırakın