
Ruhsallık için yaşamın kaynağı hem içeriden hem de dışarıdan tedarik edilebilirdir. Boş bir içsel dünya; duygusal derinliğin gelişemediği, fantezi dünyasının beslemediği yalnızca kendi gerçekliğini dikte ettiği, yalnızca dışarıdan yaşam tüketmeye mecburdur.
Böyle olunca da tüketmek ve tüketilmekle ilgili endişeler ruhsallığa hakim olur. Özellikle zamanın sınırlılığı üzerinden ifade edilen kıstırılmışlık, geç kalmışlık hisleri kişinin sınırlı içsel kaynağına işaret edebilir.
Diğer bir yandan yetersiz bir dışsal kaynak da yaşam için gereken tüm odağı içeriye döndürür. Yoğun, gürültülü, çok sesli duyguların olduğu hareketli bir içsel yaşam çoğunlukla yoğun bir anksiyete ile kendini gösterir. Çünkü içsel yaşamın bu yoğunluğu da bir mecburiyet üzerine inşa edilmiştir. Sahi, dışarıda gerçekten bir şey yoksa ruhsallık hiç boş durmamanın bir yolunu bulmak zorundadır.
Sürekli bir mücadele ve dayanışmanın birbirini iteklediği bir dünyada yaşamın dengesini bulmak kesinlikle bir macera!
Yorum bırakın