Bir sonraki güne ihtiyacımız var, her zaman. Üç kitaptan rastladıklarım

Bu üç kitap her yazarın  yaşamlarının hatırlanabilen noktalarının ağırlıklarıyla oluşturulmuş anlatılar içeriyor. Birkaç haftadır parça parça elimde dolaşıyorlardı, benzer bir üslupta olduklarını fark etmemiştim. Aynı zamanda oldukça farklı. Kendi öykümüzü nasıl hatırladığımız ve nasıl anlattığımız da öykümüzün önemli bir  yapıtaşı.

Ceila Paul, kitabını bizzat kendine bir tarih oluşturma amacıyla kendisi için önemli noktaları başlıklar halinde tutarak yazmış. Kitapta yazılı materyalin yanında görsel materyal de var. Neredeyse yarı yarıya. Bir şeyi göstermenin de bir anlatma biçimi olduğunu bu kitapta hissettim. Hayat tercihleri, ressam olma arzusu, olma endişesi  gibi birçok tema yazarın çok özel öyküleri etrafinda anlam kazanmış.




Herman Hesse ise bütün düşünsel kaynağını bir kavram üzerinde kullandığı bir kişisel tarih anlatıyor. Bazen çünkü öyle olur. Çok farklı şeyler düşündüğümüzü, hissettiğimizi zannederiz oysa ki geriye dönüp bütünsel olarak bakabildigimizde yaşamımızda belli başlı ana hatlar olduğunu görürüz. Bu biraz kim olduğumuzu, nelere rastladığımızı da yansıtan bir öykü sunar bize. Hesse tüm kaynağını sevgi kavramı üzerinden yeniden okuyor. Yer yer bana çok çarpıcı gelen düşünceleri “On altı Yaşındayken”  başlıklı bölümde yaşamdaki anlamın hem hep ileriye doğru çoğalan hem de var olanı özümseyebilen bir biçimi olduğunu hissettiriyor.




Orhan Pamuk yazma tutkusu, anlatma arzusunu çok çıplak bir deneyimde bize sunuyor. Kendimize bu kadar çıplak bakabilmek hepimiz için bu kadar mümkün olmayabilir. Öyle ki bu kitapta roman karakterlerinin öyküleri, anlatıları ile iç içe geçmiş bir metin var. Çoğu zaman bir şey anlatmanın yolu onu bir şeye benzetmektir hepimiz için. Bu şekilde çıplak kalmadan soyunabilecegimizi sanırız. Belki biraz öyle de olur. Şu kısa dört cümle beni  etrafında  hülyalı hülyalı döndürdü açıkçası “Okula gitmeyeceğim. Çünkü çok uykum var. Üşüyorum. Okulda kimse beni sevmiyor.”



Anlamak için bir sonraki cümleye ihtiyacımız var çünkü her zaman. Sıradakini görmeye. Bu üç kitabın bende bıraktığı his  ne kadar geçmişe bir tarih bir hikaye oluşturması için ihtiyacımız olsa da geleceğe de ihtiyacımız var. Bir sonraki güne, her zaman.

Yorum bırakın