
Hepimiz çocukluğumuzdan bize kalan bazı hasarlar, yarıklar, boşluklar ile yeniden karşılaşıyoruz yaşamımızda. Bunları görebilmek kolay olmasa da insanda sıcak bir ünsiyet duygusu yaratır. Kendinize yakınlık, kendinizi anlamak, duymak, kendinize bir tarih oluşturmak… Tam da bu noktada çok ince bir yol ayrımı hissederiz; boşluğu, hasarı telâfi etmek ile onarmak arasında. Telâfi etmek için her çabaladığımızda bir şeyler derinleşir, şeylerin arası daha çok açılır. Oysa ki onarım birleştirmek, başka bir yorum getirebilmek, yeni bir sayfa açabilmek ile mümkün olur. Umudun geçmişi değiştirmesi yönünde kullanılması yıkıcı bir sonuç yaratırken yeni bir sayfa açmak için kullanılması yaratıcıdır. Bu telâfi çabasının içinde kırılmaz olmak, kimseye ihtiyaç duymamak, ideal bir sembolik aileye sahip olmak, yıkılmaz olmak veya tekrar bağımlı hisseden bir bebek olmak gibi birçok arzu, kaygı ve dışavurumları sekillenebilir.

Yorum bırakın