Yazılar

Depresyon dediğimiz şey çoğu zaman tek bir ruhsal deneyim gibi anlatılır ama aslında oldukça katmanlı, çeşitlenen ve kişiden kişiye farklılık gösteren bir ruhsal haldir. Her depresif durum, hem yapısal olarak hem de kişinin onu nasıl yaşadığına bağlı olarak bambaşka anlamlar taşıyabilir. Kimi zaman depresyon, kişinin kendisini öylesine kötü, öylesine kirli ve onarılamaz biçimde hasarlı hissetmesine neden olur ki, bu kötülük hissi benlik sınırlarını tehdit eder ve sanki ruhsal derinin taşıyamayacağı, onu aşan bir yük haline gelir. Aşırı uyarılmışlık ve içsel kaos, kişinin kendi zihinsel bütünlüğünü koruyabilmesini; düşünme, hissetme ve yeme-içme uyuma gibi organizmanın gerçeklikle ilişki kurduğu fonksiyonlarını tehdit eden bir psikotik içerikli depresyonu kapsar.

Başka bir depresif örüntüde ise, baskın öznel deneyim daha çok boşluk, kayıp, terkedilmişlik, yalnız bırakılmışlık etrafında örülür. Kişiliğin sınır düzeyinde görülen bu tür bir depresyonda kişi, sanki içsel olarak kimsesiz, atılmış, yalnız kalmış gibidir. Kayıp ve yalnız bırakılma deneyimi, ruhsal deneyimin tam kalbindedir. Temsil edilmesi zor, gerçeklikle ilişkisi tamamen bozulmasa da sarsılmış bir deneyim yaratır.

Bir diğer düzeyde, depresyon, çoğu zaman mutluluğu arzulamanın bile içsel olarak bir tehdit gibi hissedildiği bir yerde yaşanır. Ruhsallıkta dağılma (yok edilme) ve savrulmadan farklı olarak temsile açık olan çatışma hakimdir. Daha çok bilinçdışı suçluluk ve utanç temaları bastırılan malzemenin hazmında zorlanmak hakim bir deneyimdir. Özellikle cezalandırılma korkusu ve arzusu bu düzeydeki bir depresyonda sıklıkla hissedilir.

Öznel yaşantının düzeyi hem stresörün ne olduğuna, seviyesine (travmatize edebilme düzeyi), kişinin algısına ve gelişimsel olarak hangi meselelerle uğraştığına göre değişecektir. Teorik olarak bütün psikolojik zorluklarda endişe ve depresyon bir yönleri ile görünür. Psikanalitik dinleme, kişinin daha derinden ne tür bir endişe ve depresyondan bahsettiğine kulak kesilerek öznelliği ve biricikliği vurgularken yaşantının ortaklığının vereceği bir birlik duygusunu atlamamaya özen göstermeyi hedefler. Hepimiz her türden ve düzeyden endişe ve depresyonu yaşantılamaya açık durumdayız. Ve böylelikle birçok farklı koldan tutulmaya ve kapsanmaya da ihtiyaç duyuyoruz.